laf atmak
| |||||
laf atmak söyleşmek, konuşmak: "Tabii Hayri Efendi'yle biraz laf atacak belki de biraz işten güçten bahsedecekti."- Y. K. Karaosmanoğlu. uzaktan, dolayısıyla dokunacak söz söyleyip işittirmek: "Yakınındaki erkeği kime benzetirse onun lisanından bir şarkı ile laf atıyor."- F. R. Atay. sözle sarkıntılık etmek: "Seyircilerin alışılmış sululuklarından, laf atmalardan kaçındıklarını söyledi."- T. Buğra. | |||||
Bilgi yarışması | Oyun | Firma bilgisi | Hastalık sitesi | Link sitesi | Rüya tabirleri Ücretsiz program | Şifalı bitkiler | Tıp sözlüğü | Türkçe sözlük | Yemek tarifleri | | |||||
Kullanıcıların yorum ekleyebildikleri, kelime arayabildikleri geniş kapsamlı, |